Buffalo King
Yani şimdi şöyle bir duralım. Oyunun adı Buffalo King. Kral yani, bildiğin bozkırın ağası. Öyle alelade bir slot olsa koyarlardı adını “Yavru Bufalo” falan diye. Ama yok! Bu oyun baştan belli ediyor karakterini. Diyor ki: “Ben kralım kardeşim, giriyorsan ona göre gel.” Slotter’da açtım bunu, daha başlarken hissettirdi. O rüzgâr sesi, o vahşi doğa… bir de üstüne çarpanlar yağınca, insan kendini Yellowstone belgeselinde zannediyor.
Ama bu öyle belgesel gibi uyutan cinsten değil. Bu oyun seni tokat gibi kendine getiriyor. Makaralar dönüyor, bufalolar yürüyor, kazançlar patlıyor. Aksiyon desen var, tema desen şahane. Ne sıkıyor, ne de yormuyor. Oturup izlemesi bile keyifli.
Şimdi bu oyunun en güzel yanı ne biliyor musun? Dengesi. Bazı oyunlar var, ya hiç vermez ya da çok verince tekrar susar. Ama Buffalo King öyle değil. Dönüyor, veriyor, heyecanı hep diri tutuyor. Free spin geldi mi zaten… oturup izliyorsun. Bonus özelliği patladığında ekran cümbüşe dönüyor. Hele o büyük bufalo ekranın ortasına yapıştığında… işte o an kazandığını hissediyorsun.
Grafikler de şahane. Arka planda dağlar, gökyüzü, kartallar uçuşuyor. Makaralarda kurt, puma, yılan derken tüm vahşi doğa toplanmış. Ama en karizmatik olanı kim? Tabii ki bufalo. Koca kafasıyla “ben buradayım” diyor. Ve kazandırıyor da.
Tamam oyun kral ama oynadığın platform da önemli. Buffalo King’i Slotter’da oynamanın keyfi başka. Neden mi? Çünkü orada her şey pürüzsüz. Mobilde oynuyorsun tık yok, bilgisayarda zaten jet gibi. Oyun yükleniyor, anında başlıyorsun. Ne reklam sıkıyor, ne de sistem kastırıyor. Slotter işini biliyor.
Kazanç geldi mi saniyesinde hesabında. Arayüz sade ama şık. Kafanı karıştırmıyor. Her şey olması gerektiği gibi. Slotter’da oyun oynarken insan hem eğleniyor hem de güvende hissediyor. Çünkü sistem oturmuş. O yüzden Buffalo King gibi bir efsaneyi burada oynamak şart.
Buffalo King sadece bir slot değil. Bir yolculuk. Bozkırda başlıyorsun, makaralarda dolaşıyorsun, bazen bir puma, bazen bir kurt eşlik ediyor sana. Ama her dönüşte bir umut var. “Belki bu sefer çarpan düşer,” diyorsun. Ve düşüyor.
İçindeki maceraperest tarafı ortaya çıkarıyor bu oyun. Bir spinle başlıyor, sonra gözlerini ekrandan alamıyorsun. O kadar içine çekiyor. Sanki çadır kurmuşsun bozkıra, kamp ateşinde bufaloları izliyorsun. Ama kampın ortasında kazanç yağıyor. Harbiden böyle hissettiriyor.
"Zeus Elini Masaya Vurdu" Gates of Olympus 1000 ... eski dost geri döndü ama bu…
"Tatlı mı Tatlı, Ama Şaka Gibi Kazançlı" Sweet Bonanza 1000 ... ismini duydun mu bilmiyorum…
"Athena'dan Akıl Aldık, Çarpanla Gönül Aldık" Wisdom of Athena 1000 ... isminde bile bir ağırbaşlılık,…
"Prenses Mi? Bildiğin Kazanç Kraliçesi" Starlight Princess 1000 ... açıyorsun oyunu, bir ışık patlaması, bir…
"Yonca mı, Kazanç mı? İrlanda Bile Bu Kadar Şanslı Değil" Wild Wild Riches ... daha…
Yani şimdi bak… oyunun adı bile başlı başına bir karakter. Wild Wild Joker. Hani bazıları…